www.insanevren.tr.gg
   
  İnsan-Evren
  MUTLULUĞUN ANLAMI
 



                         Mutluluğun Anlamı

           En yüce mutluluk bu dünyadaki her türlü tekniğin ötesindedir. Mutluluk, salt duygusal, zihinsel bir rahatlık ya da esenlik anlamına gelmez. Dahası mutluluk; en derin acılarla da mücadele edebilen ruhun yaşadığı içsel bir duyumdur. Doğu Felsefeleri en yüce mutluluğa, “Tao’yla Uyum, Mokşa, Nirvana” adı verirler. Yani varlığınızın evrenle daha doğrusu önce kendinizle bütünleştiği hissini yaşamak… İnsanın mutsuzluğu, bir bütün olarak, ‘yaşam’ veya ‘gerçeklikten’ ayrı olarak, yalıtılmış bir birey olma duyumundan gelen endişe duygusundan kaynaklanır.

           Mutluluk; bütünlük, uyum ve birlik duyumu, en büyük gerçek olarak; yalıtılmış, bütünden koparılmış her tür yalnızlık duygusunun bir yanılsama olduğunun anlaşılmasıyla ortaya çıkar. Esas olarak kendini ayrı olmakla duyuran bizim şimdiki bireysel bilincimiz, tüm şeylerin birlikte görünüp ayırt edildiği Evrensel ve Bölünmez gerçeklikle özdeştir. Mutluluğun anlamı yaşama tümden evet deyiştir. Başka bir deyişle; Biz her an yaşadığımız biziz ve bundan öte bir gerçeklik ya da olasılık yoktur. Kusursuz insan zihnini bir ayna gibi kullanır. Bilgelik, boşu boşuna başka bir şey olmaya çalışmaktansa ne olduğumuzu kabullenmek demektir; insan kendi ayaklarından kaçamaz. Kabulleniş, insanın kendini kristal küreye benzetmesi ya da iç varlığının aynasında seyir haline geçmesidir de diyebiliriz.

            Kendi ayaklarınızdan kaçamıyorsanız, onların ardından koşamazsınız. Kendi yanaklarınızı öpemezseniz; kendi gölgenizi de yakalayamazsınız. Yaşamı her haliyle sevgi dolu bir anlayışla, masamıza bırakılan bir sepet çiçek, bir ödül ve değerli ama çok uzun da olmayan bir zaman aralığı gibi görebilirsek, ya da bakışımızı değiştirmek, hep şikâyet etmek yerine biraz da olayların bize gönderdiği armağanları, çiçek buketlerini görmeye çalışırsak, bir de fark ederiz ki; hiçbir şey de sandığımız kadar zor değilmiş. Evetin anlamı hayırın varoluşuyla göreceli olarak vardır. Bizim anlayacağımız, tüm evren yaşam doludur ve gerçekliktir. Her şey şimdide yaşanır, andadır ve tümden farkındalıktır. Allan Watts, ‘bu öyle bir gerçeklik ki, satır aralarında gizli. Satır arasında boşluk, hiçlik var’ diyor.

           Yirmi birinci yüzyıl insanı kendi sınırlı bilinciyle öylesine bütünleşmiş ki, kökeninin altında yatan yönlendirici güçlerin ayrımında değil… Ego kendi içine bakabilse, gerçek doğasının kendisinden daha derin olduğunu, yetilerinin ve bilinçliliğinin bireysel kişilikten daha öte bir kaynaktan türediğini görecektir. Ego gerçekte bütünden tam anlamıyla ayrı bir benlik değildir; sade bir anlatımla, “Ego İçsel Evrenin Bir işleyişidir.” Zihinlerimizi gerçek yalınlığa ayarlayabilirsek, egoyu daha değişik tanımlayabilir, hatta ondan yardım bile alabiliriz. Bazı olaylarda, o konunun his ve istekle ele alınmasında egonun rolü ve faydası büyüktür. Yeter ki, arzumuz, şiddetli isteğimiz bir başka insana zarar vermesin. Kendisi ve toplumunun yararı için büyük işler yapan insanlar, egolarını erdemli kullanan, çok da faydalı insanlardır.

           Bizi diri ayakta tutan, anlayışımızı yükselten toleransı arttıran sevgiyi tattıran unsur, ıstırapla mutluluğun bir aradalığıdır. Daha mükemmel olmak isteyen insan ıstıraptan kaçmamalıdır. Istırap aynı zamanda, insan varlığının olayları sentezleme gücünü ifade eder. Eğer mutlu olmayı hak ettiğimizi düşünüyorsak bizi zorlayan, takatimizi en üst limit sınıra getiren olaylardan kaçmamalıyız. “Değişim asla fizik başkalaşım değil önce ruhsal başkalaşımdır.” Istırap veren olayların üzerinden ıstırap zarını çıkarırsanız altından olgun mutluluk ve gelişim meyvesi çıkar.

03.05.2008 <insan-evren>

 
 
  Toplam 34280 ziyaretçi (58895 klik) oldu.  
 
www.insanevren.tr.gg Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol